10.12.2006

Hazine Buldum! :)

Dün geçenlerde bahsettiğim dostuma davetliydim. Kendisi mükellef bir sofra hazırlamıştı. Bebeği ise hala çok tatlıydı :) Diğer davetliler ise hepsi birbirinden mübarek teyzeler ve arkadaşlardı. O kadar huzur dolu okadar maneviyatlı bir akşam geçirdimki anlatmam mümkün değil. Her hareketi her konuşmasında Efendimizin (s.a.v.) sünnetini yaşamaya çalışan , Allah kelimesini dilinden düşürmeyen insanlarla vakit geçirmeye o kadar hasret kalmışımki. Mest oldum resmen. Huzur buldum. İçlerinde bir teyze vardıki onu anlatmam mümkün değil. Tam bir alim. Yüzüne bakınca Allah'ı hatırlatan bir insan. Ağzından bal damlıyor. İki saate yakın ders yaptı. Hiiiç sıkılmadım. Uyuklamadım. O kadar akıcı ve etkileyici konuşuyorduki. Bütün söylediklerini anlattıklarını kaynaklarınıda veriyordu. İmkanım olsaydı dün akşamı kayıt etmek isterdim. Nasip. Bu teyzemiz aynı zamanda tecvid ve hafızlık dersleri veriyormuş. İnşallah programımı ayarlayabilirsem bende başlayacağım. Bu kadar bilgiyi kaç yılda öğrendiniz dedim. Ben başladığımda 23-24 yaşındaydım dedi. Geç kalmış değilsin. Allah zaten kapıları açıyor sen yeterki niyet et. Ben hafızlığa başladığımda zihnim açıldı hafızam güçlendi dedi. İnşallah Rabbim nasip eder. Derslere başlayıp üstesinden gelebilirim. Zaten arapça kursuna başladım. İnşallah ondada muvaffak olabilirim. Teyzenin söylediklerinden aklımda kalanlar. (Keşke not alsaydım yada kayıt etseydim :((( )

Bir kimse mü'min kardeşine darılmaz kırılmazsa. Söylediklerine incinmeyip onu affederse. Kafirlerle savaşta 3 kılıç eskitip. Şehid olan kişi kadar sevap alırmış.

Yaşanmış bir hikaye :

Konya'da cömertliği ile tanınan bir Hasan Ağa varmış. Çoook zenginmiş. Sürekli insanlara yardım eder. Kazanlarla yemek dağıtırmış. Her hafta alimleri toplar dersler yaptırırmış evinde. Bir gün bu derslerdeb birine bir adam gelmiş aniden. İzin falan istememiş. Nur yüzlü bir insanmış ama bakışları çok ürperticiymiş. Bakmış gitmiş. Ertesi hafta yine gelmiş. Bu sefer ben size ders yapacağım demiş. O kadar güzel bir Kur'an dersi yapmışki hepsi bayılmışlar. Ertesi hafta yine gelmiş yine dinlemişler. Alimler Hasan ağa bu hocamız bizede gelsin her hafta birimizde yapalım demiş. Kabul etmişler. Bu yeni hoca bütün alimlere gitmiş. En sonunda haftayada bende yapacağız hepinizi bekliyorum demiş. Hasan ağa hoca giderken boynuna sarılmış hoşçakal demiş. Ders günü gelmiş. Gidiyorlarmış gidiyorlarmış yol bitmiyormuş. Birkaç kişi bu yolun biteceği yok biz dönüyoruz demişler. Kalanlar yola devam etmiş. En sonunda kırık dökük bir mezarlığa gelmişler. Kalanlarda aa biz buraya girmeyiz böyle yermi olur demiş geri dönmüşler. Hasan ağa kırık dökük kapıdan girmiş. Girmesiyle birden müthiş güzel bir sarayda bulmuş kendini. Ortada bir sofra birbirinden lezzetli yemekler. Hoca gelmiş. Hoşgeldin Hasan ağa demiş buyur sofraya. Hasan ağa buraya bayılmış. Düşünmeye başlamış. Benim evim ne kadar kötü burasının yanında. izin istesemde ben burda bekçilik filan yapsam. Aradada bu hocadan istifade ederim demiş kendi kendine. Hoca sormuş. Hayırdır Hasan ağa ne düşünüyorsun. Oda utana sıkıla söylemiş derdini. Hoca gülmüş. Hasan ağa burası senin zaten demiş. Cennetteki mekanın. Ben senin ruhunu bana sarıldığında hemencecik alıverdim demiş. Arkadaşlarında cenazeyi taşıyorlardı. Seni gömüp gittiler.

Hasan ağa cömertliğiyle şehitlik mertebesine erişti. Şehitler öldüklerini bilmezlermiş. Rabbim öldüğünü bilmeyenlerden eylesin inşallah.

10.06.2006

Cumanız Mübarek Olsun

"Size bir sûre haber vereyim mi ki, azameti semâ ile arz arasını doldurmuş, onu yetmiş bin melek teşyî' etmiştir? O sûre Kehf süresidir. Kim cum'a günü bu sûreyi okursa Allah onu öteki cum'aya kadar bu sûre ile mağfiret eder, sonunda üç gün de ziyâdesi vardır. Ve semâya ulaşan bir nûr verilir ve Deccal'in fitnesinden muhafaza edilir. Yatacağı vakit bu sûrenin sonundan beş âyet okuyan hıfz olunur ve gecenin istediği vaktinde kaldırılır." (bk. Tuhfetü'z-zâkirîn, 269)

10.05.2006

Cumartesi Arapça kursum başlıyor. Çok heyecanlanıyorum. Niye böyle heyecan yaptım bende bilemiyorum ama içim kıpır kıpır :) Sanırım uzun süredir monoton olan hayatımda bir değişiklik olacağı için birde yeni birşeyler öğreneceğim için. İnşallah düzenli devam edip öğrenebilirim.

Bu aralar içimi kemiren canımı çok sıkan bir şey yaşıyorum. Dillendirmek istemiyorum. Eğer dillendirirsem hiç olmayacakmış gibi geliyor. Kötüde düşünmek istemiyorum. Pozitif düşünüp pozitif gelişmesini istiyorum. Sadece bu yazıyı okuyanlardan bu sıkıntımın hayırlı bir şekilde çözümü ve son bulması için dua istiyorum.

10.04.2006

Elhamdülillah iyileştim. Fiziki açıdan pek bir sıkıntım yok ama ruhen çok sıkılıyorum. Ramazanı istediğim gibi değerlendiremiyorum malesef. Ramazan öncesi planladığım çoğu şeyi gerçekleştiremedim henüz. İnşallah ramazan bitmeden ramazanı daha iyi değerlendirme fırsatım olur. Ramazanın sonuna geldiğimde (hayırlısıyla ulaşırsam tabii) affedilmeyenlerden olacağım diye çok korkuyorum. Orucum namazım duam kabul olmuyormuş gibi geliyor. Bunlar vesvese biliyorum. Yinede biraz ümitsizliğe kapılıyorum. Velilerle ilgili bir kitap okuyorum. Onlar gibi olmak istiyorum. Kendi ibadetlerime halime bakıyorum onlara bakıyorum ben bu halde cehennemin orta yerine giderim diye sıkıntıya giriyorum. İmam Gazali okuyorum birde. Ne kadar maymun iştahlıyım ben yaa. Fakat birini okurken aklım ötekinde kalıyor hepsini bir okuyorum bende napim :) İbadetler kısmında anlattıklarıyla benim ibadetlerim çok farklı. Huşu yok bende. Özünü kavrayamamışım. Eee zaman geçiyor. Nereye kadar sürecek bu böyle. Toparlanmam lazım. Bakıyorum namazıma yatıp kalkıyorum öylece. Orucum açlıkla kalıyor sanki. Dilime gözüme kulağıma dikkat etmeyede çalışıyorum. Ama bu toplumda o kadar zorki. Yinede yapıyorum. Çünkü Allah'ın rahmetine güveniyorum. Kapısından ayrılmayacağım. Kırık dökük ibadetlerimle belki benide kabul eder.

İsteklerim var hemde çok:

  • Eyüp Sultan'da bir gece sahur yapmak sonrasında sabah namazını kılmak
  • Sultanahmette iftar sonrasında Akşam, Yatsı ve Teravih namazlarını kılmak
  • İstanbuldaki sahabi ve evliya mezarlarını ziyaret etmek dua etmek
  • Hatim indirmek
  • Özellikle yetim ve öksüzlere yardım dağıtmak
  • Kabe'de namaz kılmak dua etmek (yakın gelecekte mümkün değil inşallah ilerde olur)
  • Daha az uyumak daha çok okumak
  • Huşu içinde namaz kılmak
  • Daha çok insanı misafir etmek
  • Miskinlikten tembellikten kurtulmak
  • Dua edebilmek
  • Güler yüzlü olmak
  • Sinirlenmemek
  • vs vs vs vs vs vs vs

Kabe'de ve Medine'de sabah namazlarını STV'den seyrediyorum. Namazları kıldıran imamlar tekbir getiriyor ellerini birleştirmeden üstünü başını düzeltiyor. Rukuya secdeye gidiyor kalkıyor üstünü başını düzeltiyor. Namaz boyunca sürekli bu hareketleri yapıyor. İmam Gazali de namaz kılarken çok fazla hareket edilmemesi gerekmedikçe üst baş düzeltilmemesi gerektiğini okudum. Peki bu imamlar neden böyle yapıyor. Benim bilmediğim yada gözden kaçırdığım birşeymi var. Evdekilerle sürekli tartışıyoruz. Neden böyle yapıyorlar acaba diye.