9.26.2006

Fena grip oldum. Bugün daha iyiyim sadece biraz öksürük var. Pazar günü sabah bir uyandım. Gözlerim ve burnum çeşme. Gözlerim şiş. Burnum kızarık. Boğazım acıyor. Kemiklerim hafif ağrıyor. Birde gece sahura kalkamadım. Uyuyakalmışım. Öyle oruç tuttum. Artık son birkaç saat iflas bayrağını açmıştım :) İştahsız iştahsız yemek yedim. Sonra midem bulandı. Annecim nane limon yaptı. Vitamin aldım ilaç içtim. Kendime geldim biraz. Ertesi gün bütün gün yattım uyudum. Bugüne iyiyim. Elhamdülillah. Canım yemek yemek istemediği için sahurda zorla bir iki lokma yiyorum. O bile idare ediyor. Bu açlığa dayanamıyorum. Tansiyonum düşüyor. Başım dönüyor. Diyerekten bahane üretenlerin çoğunun sahura kalkmadan oruç tuttuklarını öğrendim. Sahura kalkıp iki lokmada olsa yendiğinde gripde olsan tutulabileceğinin örneği var. Ben :P İlk kez sahura kalkmadan oruç tuttum gerçektende çok zor. Napıp edip kalkılmalı. Hem o zaman Ramazanda olduğunu daha iyi anlıyorsun. Hemde gecenin bereketinden faydalanıyorsun. İlk kez bu sene ramazan davulcusunun sesine uyandım. Hemen hemen hergece uyanıyorum onun sayesinde. Eğer kapıya gelirse mutlaka para vereceğim. İnşallah. Haketti çünkü. Bu gece biraz erken kalktım öksürükten dolayı. Davulun sesini duyunca hemen pencereye koştum. Bakayım neye benziyor kapıya gelince tanıyayım diye. Arkasından gördüm yakalayamadım. En iyisi o çalarken gece balkondan vermek. Zaten yere yakın ev :P Başkasına hak geçmesin istiyorum. Keşke hep böyle iştahsız olsamda bir çorbayla sofradan kalksam. O zaman incecik olurdum. Daha sağlıklı olurdum. Hemde midem şişmiyor karnım ağrımıyor çok yemekten. İştah kesmenin yolları varmı acaba? :) Kabe'de ve Medine'de sabah namazlarını seyrediyoruz. Çok güzel. Keşke orda olsak diyoruz. Seneye Ramazana nasip olur inşallah gitmek. Yada daha öncesine. Ramazandaki daha güzel ve bereketli olur herhalde. İnşallah nasibimizde vardır. Ordan oraya atladım. Aklım çok dağınık gripten heralde. Ben dinleneyim biraz.

9.22.2006

Cuma Gününün Fazileti

Cuma günü, büyük bir gündür; Allah Teala, İslamı ve müslümanları onunla şereflendirmiştir. Allah Resulu (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:"Üzerinde güneşin doğduğu en hayırlı gün Cuma günüdür. O gün Adem (a.s.) yaratılmış, o gün cennete sokulmuş, o gün yere indirilmiş, o gün tevbesi kabul edilmiş, o gün ölmüştür. O gün kıyamet kopar ve o gün cennettekilerin Allah Teala'yı anma günüdür."(Müslim)

"Cuma günü daha önceki kitap ehlinede verilmişti. Fakat onlar, onu kabul edip etmeme konusunda ihtilaf edince, o gün kendilerinden alındı. Ondan sonra bize verildi ve bizim için bayram günü yapıldı."

"Cuma günü veya gecesinde ölen müminlere şehid sevabı verilir ve bunlar kabir fitnesinden korunurlar."

Ka'b El Ahbar şöyle demiştir:"Allah Teala, şehirlerden Mekke'yi, aylardan Ramazan ayını, günlerden Cuma'yı, gecelerden de Kadir'i üstün kılmıştır."

Hayırlı cumalar ve hayırlı ramazanlar.


Kaynak: İmam Gazali, İhya'u Ulumid'din, İbadetler, Cuma Namazı, s 297-298
Namazda öz ve ruh durumunda olan şey huşu ve kalbin hazır olmasıdır. Huşu, imanın meyvesi ve Allah Teala’nın azametine yakin derecesinde inanmanın meyvesidir. Allah Teala’nın büyüklüğünü, O’nun her şeye muttali’ olduğunu ve kendi kendisinin kusurlarını bilen bir kimse, namazda da, namaz dışında ki hallerinde de huşu duyar.

“Vay o namaz kılanlara ki namazlarından sehv ederler.” (Maun,4) ayeti şu anlamlarda tefsir edilmiştir:

Namazdan sehv etmek, onda huşu duymamaktır.
Fikir dağınıklığı yüzünden kaç rek’at kıldığını şaşırmaktır.
Namazı unutup vaktini kaçırmaktır.
Namazı önemsememektir. Bu sebeple de, onu vaktinde kılmanın sevincini, vaktinden çıkarıp kazaya bırakmanın üzüntüsünü duymamak ve ne birinci halin sevabını, ne de ikinci halin vebalini önemli bulmamaktır.
Namazın hatırını saymayıp onunla telifi yakışık almayan ancak namaz kılmayanlara yakışan kötülükleri ve günahları işlemektir. Çünkü, Allah Teala, “Namaz aşırılıkları ve çirkin şeyleri nehyeder.” Buyurmuştur. Bunları yapmak ise namazı dinlememek ve onu saymamaktır.

Farz namazlardaki eksiklikler sünnet olan namazlarla telafi edilir.

Allah Resulu (s.a.v.) şöyle buyurmuştur: “Kıyamet gününde ilk sorulan amel namazdır. Şayet onun farz kısmında eksiklik görülürse, Allah Teala meleklere : ‘Kulumun sünnet namazları varsa, eksikliğini onlarla tamamlayın.’ diye emreder.” (Sünen sahipleri, Hakim) Bu da Allah Teala’nın bir lütuf ve merhametidir. O, kulunu batırmak için değil, kurtarmak için bahane arar.


Kaynak: İmam Gazali, İhya'u Ulumid'din, İbadetler, Namazın Sırları ve Önemli Meseleleri, s 289-290
Bir adam bir ağacın altında tefekkür ederken kuşlar ağaca üşüşüp sesler çıkarır ve onun tefekkürüne mani olurlarsa, kendisi önce onları kovmaya çalışır, fakat kovmakla onları uzaklaştıramazsa ağacı terketmek zorunda kalır.

Bu misaldeki kuşlar, zihne takılan gailelerdir. Ağaç ise o gaileleri doğuran mal, mevki, ev ve barktır. Sineklerin tasallutundan kurtulmanın çaresi de, onları davet eden ve üreten pis maddeyi ortadan kaldırmaktır. Sivrisinekler çoğalıncai onlarla baş etmenin yolu da bataklığı kurutmaktır.


Kaynak: İmam Gazali, İhya'u Ulumid'din, İbadetler, Namazın Sırları ve Önemli Meseleleri, s 278

9.21.2006

Dost istersen ALLAH yeter!

Arkadaş istersen KUR'AN yeter!

Düşman istersen NEFİS yeter!

Zenginlik istersen KANAAT yeter!

Nasihat istersen ÖLÜM yeter!
Yağ yağ yağmur
Teknede hamur
Ver Allah'ım ver
Hayırlıca yağmur

9.20.2006

Bugün tatlı dilli dostumu ve dünya tatlısı oğlunu görmeye gittim. Kendisiyle yaklaşık 3 sene önce tanıştım. Yurtdışından yeni geldiğinde tanıştık. Başörtüsü problemi yüzünden buradaki çok iyi bir üniversitedeki iyi bir bölümü (!) bırakıp yurtdışına çıkmış. Orada okulunu bitirip buraya gelmiş. Bir arkadaş vasıtasıyla tanıştık. Çok ihlaslı Allah ve peygamber (s.a.v.) sevgisiyle dolu bir insan. Onunla konuşmak birlikte olmak bana huzur veriyor. Bunalan ruhumu rahatlatmak dertleşmek için gittim. Onuda bunalmış gördüm. Başka bir arkadaşta geldi. Onunla yeni tanıştım. Bize çok güzel bir Kur'an sohbeti yaptı. Ricamız üzerine. Saatlerce dinleyebileceğimiz fakat malesef sadece bir süre yapabildiğimiz bu muhabbet bile ruhuma su serpti. Rahatlattı. Uzun süredir uzak kaldığım ortamlara inşallah yeniden katılmak nasip olur. Bu dünya telaşesi insanı boğuyor sıkıyor boğuyor sıkıyor posasını çıkarıp bir kenara fırlatıyor. Duygusuz ruhsuz kala kalıyorsun ortada. Ramazanı fırsat bilip kendime manevi bir program yapacağım. İnşallah uygulayacağım ve bereketli gecireceğim.

9.19.2006

Sabrımı o kadar basit şeylere harcıyorumki gerçekten sabredilecek zamana ise hiçbirşey kalmıyor.
Hak şerleri hayreyler
Zannetmeki gayreyler
Arif anı seyreyler
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Sen Hakk'a tevekkül kıl
Sabreyle ve razı ol
Kanaat et rahat bul
Mevla görelim neyler
Neylerse güzel eyler

Erzurumlu İbrahim Hakkı Hz.
Sela verildi.
Tanımıyorum.
Bilmiyorum.
Allah rahmet eylesin.
Ramazana erişemedi.
Bir tuhaf oldum.
Ölüm gelecek.
Ben hazır değilim daha.
Bunuda bile bile öyle boş işlerle neden hala uğraşıyorum.
Bunuda bilmiyorum.
Kendimi bazen çok iki yüzlü hissediyorum.
Herşeyim var.
Elhamdülillah.
Sağlıklıyım.
Peki niye bu şükürsüzlük.
Peki niye bu nankörlük.
Evliyaların velilerin hayatlarını anlatan cdleri seyrettikçe daha çok mahçuplanıp utanıyorum.
Birde onlarla ilgili kitapları okuyorum.
Onlar gibi olmak istiyorum.
Ama kendimi terkedemiyorum.
Nefsimi terk edemiyorum.
İradem çok zayıf.
Hemen yoruluyorum.
Yorulduğumda hadi kalk diyecek birini istiyorum.

9.13.2006


Allah'ın azabından kork!!!
Ateş var!!! Ateş!!!
Hesaba çekilmeden evvel, kendini hesaba çek!!!!

Vermek

İyi müslüman alanlardan değil verenlerdendir. Vermek kolay değildir. Herkese nasip olmaz.

Rabbim hepimizi verenlerden eylesin.

9.11.2006

İbrahim Havvas Hz.

İhlası, cömertliği ve yardımseverliği ile tanınan İbrahim Havvas Hz. Bağdat evliyalarındandır. Doğumu kesin olarak bilinmemektedir. Miladi 903 senesinde Bağdat'ta vefat etmiştir. Kabri Rey camiindedir.

Mekke'de doğan islamın nuru bir çığ gibi büyüyordu. Bu sadece kılıçla elde edilen bir zafer değil. Gönüllere Hakkın damgasını vuran bir futuhat. İslam zengin insan sevgisi, hoşgörüsü ve adaletiyle insanları hak dinine çağırıyor. Gönülleri fethediyor. Bizans kılıç gücüyle ordularıyla bu iman gücünü durdurmaya çalışıyor. Hakk'a karşı kılıç, adalete karşı zulüm, insanlığa karşı vahşetle mukabele ediyor ama Hz.Muhammed'in çağrısı Bizans sarayında bile insanların kalbine işlemiştir.

Bizans hükümdarının kızı kendi kendine Hakk'ı buldu. Bu dünya boşuna yaratılmadı. Bu güzellikleri yaratan doğurmaz doğrulamaz diyerekten müslüman oldu. Rüyasında İbrahim Havvas Hz. ni gördü. Kendisine yardıma çağırdı. Müslüman olduğu için gördüğü türlü işkencelerden bitap düştü. Yakılmak üzere iken İbrahim Havvas Hz. yardımına geldi. Fakat prenses o gelince son nefesini verdi. Prensesin en büyük özelliği cömert olmasıydı. Eline ne geçse fakirlere yetimlere dağıtırdı. Bu cömertliğide kendisine imanı nasip etti.

Allah cömerttir cömertleri sever.

İmanın hakikati Allah'ü Tealadan başkasına güvenmemektir. Herşeyi O'ndan bilmek ve O'ndan beklemektir.

Hakiki müminin (sıddık) anlama kabiliyetinde (firaset) yanlışlık olmaz.

Rabbim hayırlara çıkarsın

Kötü kötü rüyalar görüyorum. Hiçbir zaman kötüye yormuyorum. İnşallah hepsinin sonu hayırlıdır. Bugün ise müthiş bir iç sıkıntısıyla uyandım. Bu sıkıntı hala devam ediyor. Rabbim hayırlara çıkarsın.

Kendimi sürekli ikilemler içinde buluyorum. Hangisini seçmeliyim karar veremiyorum. Allah'ım sen kararlarımı benim yerime ver. Ben bunu beceremiyorum. En hayırlısını en doğrusunu sen bilirsin.

Güzel insanlardan güzel ortamlardan koptum bir süredir. Oralarda huzur buluyordum. Acilen yeniden buluşmam lazım. Bu günahlarla örülü dünyada Allah diyen insanlar etrafımda olmayınca durum felakete dönüşüyor. Kayma ihtimali artıyor. Tekrar hayırlı insanlarla buluşmalıyım.

Ramazan geliyor. Recep ve Şaban pek bereketli geçmedi. İnşallah Ramazan'da temizlenebilirim.
Yorum kısmında bir problem var. İsimsiz olarak yorum yapılabiliyor ama diğer kısımlarda yapılmıyor. Sanırım sıkıntı beta blogger kullanmamdan kaynaklanıyor. Yorum yapmak isteyenler isimsiz kısımdan yazabilirler. En sonada isimlerini yazarlarsa çok sevinirim :)

9.08.2006

Beraat Kandilimiz Mübarek Olsun

Gecikmeli bir mesaj oldu. Dün kandille ilgili bir şeyler yazmıştım. Yayınla demiştim. Neden çıkmamış anlamadım ve çok üzüldüm :( Hayırlısı olsun.

Dün gecem malesef benim açımdan çok bereketli geçmedi. Şehir dışından misafirimiz vardı. Kendileride pek inançlı insanlar değildi ve ben onlara hiçbirşey anlatamamanın ezikliği pişmanlığı içindeyim. Rabbim hidayet nasip etsin. Gece 12:00 gibi birşeyler yapma fırsatı bulabildim. İnşallah kabul olmuştur. İnşallah günahlarım bağışlanmıştır. Rabbimden fazla birşey isteyemedim. Utandım. Hangi yüzle hangi kullukla isteyebilirim ki. O en doğrusunu bilip verir inşallah.

Belediyenin Arapça kursuna kayıt oldum. İnşallah muvaffak olurum. Öğrenebilirim. Tamamen olmasada Kur'an-ı Kerim'den bazı kelimeleri okurken anlıyor olmak güzel olur inşallah. Osmanlıca ve Arapça arasında kararsız kaldım. Evime yakın olanı tercih ettim bende. Osmanlıcayıda Arapçayı hallettikten sonra öğrenirim artık. Allah ömür verirse.

Cumamız mübarek ve bereketli olsun.