İhlası, cömertliği ve yardımseverliği ile tanınan İbrahim Havvas Hz. Bağdat evliyalarındandır. Doğumu kesin olarak bilinmemektedir. Miladi 903 senesinde Bağdat'ta vefat etmiştir. Kabri Rey camiindedir.
Mekke'de doğan islamın nuru bir çığ gibi büyüyordu. Bu sadece kılıçla elde edilen bir zafer değil. Gönüllere Hakkın damgasını vuran bir futuhat. İslam zengin insan sevgisi, hoşgörüsü ve adaletiyle insanları hak dinine çağırıyor. Gönülleri fethediyor. Bizans kılıç gücüyle ordularıyla bu iman gücünü durdurmaya çalışıyor. Hakk'a karşı kılıç, adalete karşı zulüm, insanlığa karşı vahşetle mukabele ediyor ama Hz.Muhammed'in çağrısı Bizans sarayında bile insanların kalbine işlemiştir.
Bizans hükümdarının kızı kendi kendine Hakk'ı buldu. Bu dünya boşuna yaratılmadı. Bu güzellikleri yaratan doğurmaz doğrulamaz diyerekten müslüman oldu. Rüyasında İbrahim Havvas Hz. ni gördü. Kendisine yardıma çağırdı. Müslüman olduğu için gördüğü türlü işkencelerden bitap düştü. Yakılmak üzere iken İbrahim Havvas Hz. yardımına geldi. Fakat prenses o gelince son nefesini verdi. Prensesin en büyük özelliği cömert olmasıydı. Eline ne geçse fakirlere yetimlere dağıtırdı. Bu cömertliğide kendisine imanı nasip etti.
Allah cömerttir cömertleri sever.
İmanın hakikati Allah'ü Tealadan başkasına güvenmemektir. Herşeyi O'ndan bilmek ve O'ndan beklemektir.
Hakiki müminin (sıddık) anlama kabiliyetinde (firaset) yanlışlık olmaz.